Cumhuriyetimizin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, "Efendiler! Yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz." dediği ve ertesi gün Cumhuriyet'in ilanı ile Türkiye'nin o kutlu güne uyandığı günün 100'üncü yılına erişmenin gururunu ve heyecanını hep birlikte yaşıyoruz. Türk Milleti'nin dünya haritasından silineceğini düşünenlerin düş kırıklığına uğradığı, Türkiye'de "Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir." kuralını devlet yönetimine yerleştiren ve demokrasiyi taçlandıran Cumhuriyet'in ilanının üzerinden 100 yıl geçti. 

Türkiye Cumhuriyeti'ni büyük gayretlerle inşa eden milletimiz, Millî Mücadele'nin her safhasında vatanseverliğini ve bağımsızlığına sadakatini tüm dünyaya göstermiştir. Esarete tarihin hiçbir anında rıza göstermeyen Türk milleti, istiklâline ve istikbâline kasteden işgalcilere karşı başlattığı Kurtuluş Savaşı'nda tarihte benzeri görülmemiş bir kahramanlık örneği sergilemiştir. Cumhuriyet, gücünü milletimizin ortak iradesinden alan; yine milletimizin kendi azmi ve büyük iman gücüyle gerçekleştirdiği Kurtuluş Mücadelesi'nin eseridir.

Köklü tarihimizden ve kadim değerlerimizden aldığımız güçle; milletçe en büyük güvencemiz olan birliğimize, beraberliğimize ve kardeşliğimize sımsıkı sarılarak Türkiye Yüzyılı'nda büyük ve güçlü Türkiye için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.

Cumhuriyetimiz; bundan bir asır önce olduğu gibi bugün de millî ve manevi değerlerini bilen, ülkesine karşı sorumluluk duygusu besleyerek Türkiye Yüzyılı'nda bilimin ışığında yürüyen vatan evlatlarının omuzlarında yükselecektir. Yeni nesil, en büyük cumhuriyetçilik dersini bugünkü öğretmenler topluluğundan ve onların yetiştirecekleri öğretmenlerden alacaktır.

Bu vesileyle ilanının 100'üncü seneyi devriyesinde, Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve kahraman silah arkadaşlarını minnetle anıyor, kutlu dava uğrunda mücadele ederken gazilik payesiyle şereflenen gazilerimize şükranlarımı sunuyorum.