Değerli meslektaşlarım,

Yaşadığımız yüzyılı öncekilere göre farklı kılan en önemli husus, bilim ve teknolojideki değişimin hızı ve sayısındaki artıştır. Bu gerçek hiç şüphesiz insanoğlunun yaşamını düzenleyen kurumlardan en çok eğitim öğretim sistemini ilgilendirmektedir.

            Geleceğimizin teminatı gençleri, geleceğin dünyasını kuracak ve geliştirecek donanımda yetiştirmek zorundayız. Bilimsel çalışmalar 50 yıl sonra bugün mevcut olan mesleklerin % 70’den fazlasının olmayacağını ortaya koymaktadır.

            Bu durum, eğitim-öğretim sisteminin en önemli paydaşı olan öğretmenler olarak bizlere çok büyük sorumluluk yüklemektedir.

            Biz öğretmenler eğitim öğretim sürecinde akademik olarak ortaya konan programların çocuklarımıza hem yaşamsal temel beceriler olarak, hem de geleceğe de ışık tutacak şekilde sunma misyonumuzun idrakindeyiz.

            Yine biz öğretmenler, bize emanet edilen yüksek enerji yüklü çocuklarımız ve gençlerimizin bizlerin bilgisi, çalışması, fedakârlığı, şefkati, merhameti, eşitlik, adaleti vb. olumlu hasletleri ile şekilleneceğinin, aksi durumda gelecek yüzyılların vebali ile mahkum edileceğimizin farkındayız.

İnsafımıza  tevdi edilen 18 milyon muhatabımızı fiziksel, zihinsel ve psikolojik olarak donanımlı hale getirmekle yükümlüyüz. Onları 2-3 saatlik test sınavlarına değil, belki günde birkaç defa karşı karşıya kalacakları hayat sınavlarına hazırlamak zorundayız.

            Biz öğretmenler, mazeret üretecek hiçbir anımız ve konumumuz olmadığının bilincindeyiz. Yaşadığımız sıkıntılar, problemler, sosyal, ekonomik, siyasi hiçbir fikir ve düşünce, bu evlatlarımızın geleceğini olumsuz etkileyecek bir gerekçe olamaz. Bulunduğumuz coğrafyada 2071 hedefi koyan bir milletin, mimarlığı misyonunu yüklenen bizlerin dostlarımızı üzecek, düşmanlarımızı sevindirecek gaflet ve hatta dalalet içinde olamayacağımızı unutmuyoruz.

Biz öğretmenler değişim ve dönüşümün takipçisi ve taklitçisi değil öncüsü, üreticisi olmak zorundayız. Çünkü biz eğitimciler, hayatın her alanında hizmet sunacak nesle, can suyu ve hayat iksiri olmak gibi büyük bir sorumluluğumuzu hakkıyla ancak üreterek yerine getirebiliriz. Milli manevi değerleri bilen, özümseyen, yaşamına nakşeden vatansever, değerlerine bağlı, yeri geldiğinde öğrencileri için şehadeti şeb-i arus olarak gören, dünyadaki olayları takip eden, mazlumun, mağdurun, ezilmişlerin yanında mücadele eden, gücün adaletine değil, adaletin gücüne inanan gençler olarak donatmak ta en önemli gayretimizdir.

Görevimizi, pozitif bir enerji üreterek, geleceğimiz için bir fark yaratacak, zorlu ve yorucu görevimizi zevkli ve manevi bir tatmin duygusu oluşturacak şekilde, maddi kaygılardan uzak bugüne kadar sürdürdüğümüz gibi bundan sonra da devam ettireceğiz.

Atatürk bizim bu misyonumuzu şu sözüyle ifade etmişlerdir;  Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden mahrum bir millet, henüz bir millet adını alma yeteneğini kazanamamıştır. (Atatürk)

Bu kadar önemli ve ağır sorumluluğu yüklenen ve fedakar bir şekilde yürüten meslektaşlarımın öğretmenler gününü tebrik ediyorum.  eğitim öğretim ordusu neferlerinden şehit olan/vefat eden meslektaşlarıma Allahtan rahmet, emekli olanlara sağlık ve mutluluk, halen görevde olan arkadaşlarıma görevlerinde başarılar diliyorum.